29 Ağustos 2014 Cuma

Film Önerisi: Dhoom 3

Aamir Khan oynar da o film mükemmel olmaz mı ?? Tabii ki yine harika bir filmdi.Hem aksiyon sahneleri var hem dram.İzlerken su gibi akıp geçti zaman.Çocukluğundan bu yana babasıyla birlikte bir sirkte gösteriler yapan Sahir, sihirbaz ve illüzyonistlik alanında üstün bir tecrübe ve yeteneğe sahip bir gençtir. Ancak çalıştıkları sirk şimdilerde maddi anlamda zor günler geçirmektedir. Babası sirki kurtarabilmek için bankadan kredi çekmek zorunda kalır ve bu borcu ödeyemez. Alacaklıların baskısı talihsiz adamı intihar etmek durumunda bırakır, Sahir de çaresizce babasının intiharına tanık olur. Sahir'in artık hayatta tek bir amacı vardır: Babasının intikamını almak.İşte konumuz böylece devam ediyor.Filmin ortasında da öyle birşey öğreniyorsunuz ki...Neyse spoiler vermiycem.Bu yüzden kısa tutuyorum ama kesinlikle izleyin.





28 Ağustos 2014 Perşembe

Kitap Yorumu : Uyumsuz

Nasıl başlasam bilemedim.Kitap kesinlikle çok akıcıydı ve muhteşem bir şekilde kurgulamış.Okuduğun en iyi serilerden biri de bu olucak sanırım her ne kadar son kitapla ilgili ağır bir spoiler yemiş olsam da.

Kitap distopya olması nedeniyle hep açlık oyunlarına benzetilmişti o yüzden en başta aynı şeyse niye okuyayım diye düşündüm aam öyle değildi.Özgün ve mükemmel bir kitaptı.Serinin diğer kitapları da öyledir diye düşünüyorum.

Baş karakterlerimiz Tris ve Four.Tris 16 yaşına girdiğinde bir topluluk seçmek zorunda ama testleri uyumsuz çıkıyor.Bunu kimseye söylememek zorunda.O da öyle yapıyor ve cesurluğu seçiyor.Sonrası olaylar olaylar olaylar.Spoiler vermek istemediğim için fazla birley yazmıyorum çünkü ben de yorum yazılarında spoiler yemekten hiç hoşlanmam.Hatta kitapların arkasını bile tam okumam kendim öğrenmek için.Biraz da Four'dan bahsediyim.Four'u çok sevdim öncelikle.Adı da Four değil aslında ama niye Four dedilklerini kitapta açıklıyorlar zaten.Bence hemen alıp okuyun derim.Sonra da filmi izleyin.Film de çok güzeldi ve Four'u canladıran oyuncu da bir harikaydı.





12 Haziran 2014 Perşembe

Dizi Önerisi

Reign: Dizinin ilk bölümü yayınlandığı gün internette denk gelip izledim ve bayıldım bu diziye.


Dizi İskoçya kraliçesi Mary'nin hayatını anlatıyor.Fransa veliahtı Francis ile nişanlı ve düğünlerinin ilan edilmesini bekliyor.Kraliçenin Nostradamus diye bir kahini var onun söyledikleri yüzünden kraliçe Mary'nin Francis ile evlenmesini istemiyor.Entrikalar filan işte böyle sürüyor dizi.   


Bu İskoçya kraliçesi Mary



Fransa veliahtı Francis


Francis'in üvey kardeşi Bash


Kraliçe Catherine


Kahin Nostradamus

Dizi sezon finalinde şu an. sadece 1 sezon var.Başlayacaksanız tam zamanı yani.Güzel bir dizi olmuş tavsiye ederim :)))




10 Haziran 2014 Salı

Okunacak Kitaplar Listem

Bugün de okumak istediğim kitapları paylaşıcam.Okuduysanız bana yorumlarınızı bildirirsiniz.


Sarah Jio'nun Böğürtlen Kışı kitabını çok beğenmiştim.Bu kitabın da övgüsünü bol bol duydum.Güzeldir diye düşünüyorum.


Ben fazlasıyla hayvan sever biriyim.O nedenle bu kitabı da çok merak ediyorum ama çevremde okuyan olmadı hiç.


Bu serinin de filmi çıktı hala okuycam diyorum ama hep başka kitaplara kayıyor ilgim.


Bu yazarın Lux serisini okudum ve resmen aşık oldum.Bu seri de güzeldir herhalde.


Bu da Lux serisine ek olarak yazıldı.Kapağını annem görürse ne düşünür diye düşünerek bir türlü okuyamadım.


Göçebe'nin de filmini izledim ve çok çok beğendim.En kısa zamanda kitabı da okumak istiyorum ama sıra gelmiyor.Alacakaranlık serisini çok beğenmiştim bir çırpıda okumuştum bu da öyledir herhalde.

Bu liste daha da uzayıp gidiyor.Normalde tam üç sayfa ama hepsini yazmadım.Ben onları okumadan yenileri çıkıyor dayanamayıp onları alıyorum.Umarım kısa zamanda bunları da okurum.Yorumlarınızı bekliyorum

Sevgilerlee :))

9 Haziran 2014 Pazartesi

Kitap Köşesi

Böğürtlen Kışı: Her şeyden önce kesinlikle mükemmel bir kitaptı.İki günde bitirdim.Başlayınca elimden bırakamadım zaten.Yazar çok akıcı bir üslupla yazmış.Ayrıca okurken kendimi orada gibi hissettim.Karakterlerin acısını onlarla beraber ben de yaşadım onlar da beraber sevindim.Okurken asla ama asla sıkılmazsınız.Bittiğinde de çok üzüldüm.Son sayfaya geldiğimde inanamadım bittiğine.Geçmişe gidiş gelişler de çok iyi ayarlanmıştı hiç kopukluk yaşamadan okudum.Bol bol da ağladım.Mutlaka okuyun bu kitabı !!



"Canım Daniel'ım,
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum."

Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel'ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel'ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı.

Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera'yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…

Böğürtlen Kışı aşkı, umudu ve umutsuzluğu derinden anlatan muhteşem bir kitap. Bu öyküyü yüreklerinizden kolay kolay silip atamayacaksınız."

Arka kapaktan bu yazı.Ben kitabın övgülerini duyduğum için okumadan almıştım ama hiç pişman olmadım.


Bu da kitaptan bir resim.Kitabı okuduğunuz da anlıyacaksınız neden bu resmin olduğunu.

Bu arada böğürtlen kışı da mevsim sonu görülen ani soğuklara deniyormuş.Böyle birşey beklemiyordum.


Bu da kitabın ilk sayfası.Her şeyi ile mükemmeldi.Keyifle okuyabileceğiniz bir kitap.Başka bir kitap yorumunda görüşmek üzeree :)))




7 Haziran 2014 Cumartesi

Oje Mi ?? Bayılırıım

Ben de ojelere bayılan bir insanım.Tırnaklarımın rengarenk olmasını çok seviyorum.Sanki hayatıma renk geliyormuş gibi oluyorum.


Bu üçü arasında en sevdiğim öndeki bordo.Sürüldüğünde çok hoş duruyor.


Soft renkleri de çok seviyorum.Mavi olanı yeni aldım .Burda daha farklı çıkmış rengi ama çok tatlı duruyor.


Siyah oje de vazgeçilmezim tabii.


Kırmızıya da bayılıyorum.



Bunu da genelde okula giderken kullanıyorum.


Sarı da vazgeçilmezlerim arasında.Yaz geldiğinde en çok tercih ettiğim oje.



Bunlar da parmaklarımda denediklerim.Biraz taşırmışım.Baş parmağıma da uğur böceği yapmaya çalışmıştım ama tipi kaydı.



Bu da en sevdiğim sarı ojeem :D

Görüşmek üzereee :))





6 Haziran 2014 Cuma

Film Önerisi

Ender's Game: Bilim kurgu aksiyon türünde bir film.Sıkılmadan izlediğim bir film oldu.Kitaptan uyarlanmış bir film.Film yıllar sonrasında geçiyor.Dünyaya yapılan bir uzaylı saldırısı sonucu insanlar bu uzaylılarla savaşmaya girişiyorlar.Bunun için ordu kuruyorlar ve bir komutan yetiştirmek istiyorlar bunun için de Ender Wiggin adlı baş kahramanımızı seçiyorlar.Sonra olaylar gelişmeye başlıyor işte.


Oldukça başarılı ve sürükleyici bir bilim kurgu filmi olmuş.Özellikle simülasyonda yapılan savaş sahneleri çok keyifli ve heyecanlıydı.Macera , fantastik , bilim kurgu severler için iyi bir film.Tavsiye ederim yani.Umarım devamı gelir bu serinin.




Başrolde de Asa Butterfield oynuyor.Kendisi 17 yaşındaymış filmde bazı sahnelerde daha küçük görünmüştü bana.Sempatik bir çocuk.







4 Haziran 2014 Çarşamba

Yabancı Dizi Önerisi

Supernatural: Her türden doğaüstü varlıkların olduğu ve iki erkek kardeşin onları avladığı bir dizi.Bu tatlı erkek kardeşlerin adı Dean ve Sam.Ara sıra korkutucu olsa da sakın bırakmayın kesinlikle mükemmel bir dizi.Keyifle izleyebilirsiniz yani.


Bağımlılık yapan bir dizi başlayınca duramıyorsunuz.Bu dizinin her şeyine aşığım ben ya.Hiç sıkılmıyorum izlerken zaman su gibi akıp gidiyor.Çok etkileyici bir konu ve kadroya sahip.Dizide macera , heyecan , komedi , duygusallık ne ararsanız var.Özellikle de fantastik olması çekiyor beni.


Dean ve Sam'in kardeşlikleri de çok hoş .Aaay çok tatlılar diye mırıldanıp duruyorum çoğu zaman. Dean küçük kardeş gibi dursa küçük kardeş Sam :D Dean'ı Jensen Ackles Sam'i de Jared Padalecki canlandırıyor. Gerçek hayatta da kardeş gibiler.